Biz seni görmeden sevdik Ya Resulallah!!!

Anlatmak için ömrünü adadığın Kuran’a baksaydık,
görecektik…
Hiç yalan söylemediğini…
Görmeden sevdik…
Ve devam ettik yalanlarımıza…

Ve görecektik,
asla başkasının hakkını yemediğini…
Görmeden sevmek daha kolaydı çünkü…
Görseydik bu yük ağır gelecekti bize…
Ve devam edemeyecektik
Sana baka baka hak-hukuk yemeye…

Senin kıldığın namaz,
Sana birşeyler yapmayı emrederdi…
Ve hemen koşardın,
kimin neye ihtiyacı varsa…
Biz Seni görmeden sevdik Ya Resulallah!!!
O yüzden senin gibi koşmak yerine,
Allah’a havale ettik kendi yapmamız gerekenleri…

Sen, bizi görseydin kızın Fatıma’ya dediğin gibi ‘Babam Peygamber diye güvenme Rabbine karşı kulluk vazifeni yap, Eğer Allah’tan nefsini satın alamazsan vallahi ben bile senin namına hiçbir şey yapamam!’ diyecektin…
Biz seni görmeden sevdik. Vallahi kızına dediğini bize söylemen çok ağırımıza gidecekti!!!

Yüzüne karşı ‘Şefaat Ya Resulallah!!!’ diyemezdik…
Çünkü bizi senin yanında mücadele etmeye,
bazen taşlanmaya,
hakaret edilmeye,
fedakarlıkta bulunmaya
ve tüm hayatımızı Allah yoluna adamaya davet edecektin.

Biz seni görmeden sevdik!!!
Çünkü biz şuracıkta oturup seni anarken,
Seni ve Rabbini savaşmaya göndermiştik…

Sen, Allah’a adanıp, Kuranla terbiye olmuştun…
Biz seni görmedik ve başka şeylere adadık hayatlarımızı…

Eşine asla el kaldırmadın…
Çocuklarına, torunlarına karşı müşfiktin.
Biz görmedik seni ve tam tersini yaptık…
İçinde bulunduğun kalabalığa;
‘Hanginiz Muhammed!!!’ diye sorulmadan tanınmayacak kadar tevazu sahibiydin…
Yüzüne karşı seni övene ‘Ağzından çıkanı kulağın duysun’ demiştin.
Biz seni görmeden sevdik…
Sadece gösterişten ibaret bir hayatımız var,
ve övülmek o kadar çok hoşumuza gidiyor ki…

Kur’an’a davet yolunda,
yoluna döşenen dikenlere,
sırtına konan işkembelere,
başına konan ödüllere,
hayatına konan tehditlere aldırmamıştın Sen!
Yaptıklarını yapabilmek o kadar zordu ki,
Biz seni görmeden sevdik Ya Resulallah!!!
Abdulkadir YURTSEVEN